Tuesday, May 14, 2019

EASA için PBN

Küçük bir bilgi paylaşmak istiyorum; katkıda bulunmak isteyenleri de beklerim:

Malumunuz, artık Avrupa'da uçmadığım için, EASA lisansımı dışarıdan simulatör ve eğitmen bularak yeniliyorum. En son simulatör seansından sonra lisansımı güncelleyen hocamın uyarısıyla, simulatör eğitimi haricinde PBN eğitimi de almam gerektiğini öğrendim. Zîra Avrupa Birliği'nce çıkarılan EU 2016/539 no.lı regülasyon bu konuyu açıkça ifade ediyor. Burada anlatılana göre IR yani aletli uçuş yapan tüm ticarî pilotların 25 Ağustos 2020 tarihine kadar PBN yetkilerini lisanslarına eklemeleri gerekiyor; bu tarihten sonra EASA lisansıyla sadece PBN bazlı uçuşlar değil, tüm aletli uçuşlar için PBN yetkisi istenecek.

Konuyla ilgili regülasyon için naçizane bulduğum bağlantıyı paylaşayım. Burada özellikle 2. ve 3. sayfadaki "Performance-based navigation instrument rating privileges" (Performans Bazlı Aletli Uçuş Yetkileri) kısmında 1., 2. ve 5. maddeler, sözünü etmeye çalıştığım konuya değiniyor:


Benim gibi bu eğitimi dışarıdan almak isteyenler için, EASA'nın eğitim yetkisi verdiği Avrupa dışında kalan eğitim merkezlerinin listesine de şuradan erişebiliyoruz:






Herkese iyi uçuşlar.


Saturday, May 4, 2019

Kuveyt'te


WAFRA noktasına 3000 feet irtifaya, 3-4 aydır her görevin sonunda yapmaya alıştığım rutin alçalışlarımızdan birindeyiz. Kaptanımız uçuyor, ben de kahve içip manzarayı... tabii ki hayır, yardımcı pilotluk görevimi canla-başla yerine getiriyorum. Telsizde kırmızı kuyruklu bayrak taşıyıcımızı duyuyorum: "Kuveyt Yaklaşma MERHABA, 772, falanca irtifaya alçalıştayız".

İçimden biraz yadırgıyorum; zîra yabancı uçak hava trafik kontrolörüyle ilk bağlantıya geçtiğinde nezâketen, giriş yaptığı ülkenin diliyle selam verir; kontrolör de genellikle kendi dilinde yanıt verir (hatta bu yüzden birçok tecrübeli pilotun not defterinde çeşitli dillerde "merhaba", "hoşçakalın", "gözleriniz çok güzel" gibi sözlerin karşılığı bulunur 8P).

Bugünse durum biraz ezber bozucu oldu. Kontrolörün yanıtı: "772, Kuveyt Yaklaşma; MERHABA, NASILSIN?, alçalış serbest..."!

Hemen arkadan, yeni kalkış yapan sarı kuyruklu Kanatlı At'ın kaptanının sesi geldi (1): "Kuveyt Yaklaşma İYİ GÜNLER, 859, pist istikâmetinde kalkış, 15000 feet'e tırmanıştayız".

Kuveyt: "859, Kuveyt Yaklaşma, İYİ GÜNLER, tırmanış serbest..."


?!


Sıra bizim mavi kuyruğumuza gelince dayanamadım, şansımı denedim: "Kuveyt Yaklaşma, 214, İYİ AKŞAMLAR, 11000 feet irtifa, istikâmet..."

... ve buna da epey iyi bir telâffuzla İYİ AKŞAMLAR geldi.


Kuveyt'te; Bahreyn, Doha ve Dubai kontrolörlerinin aksine yasa gereği yalnızca Kuveyt'li kontrolörler çalışabiliyor. Ayrıca, yine yasa gereği, yabancılarla evliliklerle bile kimse sonradan Kuveyt vatandaşı olamıyor. Yani telsizde çatır çatır Türkçe döktüren Kuveyt'li kontrolörümüz doğma büyüme buralı, tıpkı Kuveyt Millî Bankası'nda gide gele sohbet ederken Bursa'da iki dairesi olduğunu anlatan genç gişe memuru arkadaşımız gibi.

Normalde buranın vatandaşı yabancılara alışkın; ama bize biraz daha özel bir bakış olduğunu düşünmeye başladım. Ülke nüfusunun yüzde yetmiş civarı, "expat" de denilen yabancı çalışan; ağırlıklı olarak Filipinler, Hindistan ve Mısır vatandaşları, burada iş hayatının her alanındalar. Biz ise fazla kalabalık değiliz. Buna rağmen geldiğimden beri gördüğüm, yalnızca Kuveyt'liler değil, burada yabancı olarak çalışan başta Mısır'lılar olmak üzere tüm Arapların bize saygı ve sempati ile yaklaşması oldu. Zîra özellikle Kuveyt'lilerin hem tatil hem yatırım için sık sık ülkemize seyahat ettiklerini de sonradan öğrendim. Kısacası, hiç de alışık olmadığım şekilde, Kuveyt'te karizmamız varmış!


Kuveyt'te de üşümek mümkünmüş (*)


Oralarda hava nasıl, derseniz: Dünyanın en sıcak ülkelerinden biri olarak gösterilen "yeni memleketim"'de Haziran- Temmuz arası 50 dereceleri gören hava sıcaklığı, en azından yılın 3 ayı 8-10 derecelere kadar düşüyor, bu bir. İkincisi, deniz kenarı çöl ikliminin ne demek olduğunu algılamak için bu rakamların yanında biraz da yaşamışlık gerekiyor bana göre. Zîra denizden gelen nemli havanın serinletici olacağını sanırsanız; aynı yağmurun, öncesinde gelen toz fırtınasıyla birleşip tepenize çamur yağdıracağını gözden kaçırmış olabilirsiniz. Ayrıca, örneğin yağmur yağmasa da, eğer dışarı çıkarken evinizi ya da otel odanızı havalandırmak için pencerenizi açık bırakmayı düşünürseniz, döndüğünüzde içeri dolan kumdan evinizi/ odanızı tanıyamamanız kuvvetle muhtemel. Gerçi otelde kalıyorsanız sadece personelden sitem duyarak da kurtulma şansınız var; ama rus ruletine gerek var mı, bilemiyorum.


Yeni Şirketim

Polonya'lı şirketim kapanınca yaptığım başvurulara ilk cevap veren Kuveyt'lilerle görüşme-değerlendirme aşamasını hızlıca tamamladım ve gönderdikleri anlaşmayı imzalayıp, yaklaşık üç hafta süren çalışma vize işlemlerinin ardından Ocak sonunda cebimde çalışma vizemle buraya geldim.

Bu havayolu, eski şirketime göre daha iyi maddî şartlar sağlayan, daha stabil görünen bir şirket. İçinde bulunduğu üike ve kendi iç kültürü ise başta biraz farklı geldi; ama kısa zamanda uyum sağlanıyor.

Buraya katılmamla birlikte, benim için yeni bir havayolu modeline de geçmiş oldum: low-cost (**). Tatil acentalarıyla anlaşmalı çalışan eski şirketimin aksine burası yolcularına tarifeli seferlerle hizmet veriyor. 15 yıl önce kurulmuşlar ve Kuveyt Havayolları'ndan sonra ülkede kurulmasına izin verilmiş ilk özel havayolu olma özelliğini taşıyorlar. Diğer low-cost havayolunun faaliyetlerinin geçen yıl Eylül ayında Kuveyt Sivil Havacılığı tarafından durdurulmasıyla birlikte ise, ülkede kalan iki havayolundan biri durumuna gelmişler.

Firmanın ortalama yaşı 7 olan 9 uçağının, bunun iki katı ortalama yaştaki bir filodan gelen bendenize, galeriden yeni çıkmış araba hissi verdiği doğrudur... en azından şirketteki 4. ayıma girdiğim şu günlerde (***). Şimdilik uçaklarımızda sıcak yemek yok; ama hiç de fena olmayan soğuk servis yemeklerimiz...


... Business Class'tan geliyor!


Cehaletime verin; hayatımda ilk kez gördüğüm bir konfigürasyon, Business Class'ı olan düşük maliyetli havayolu. Her uçağımızda, genellikle üç koltuğu ekonomi yolcularına ek ücret karşılığı tahsis edilebilir şekilde hazır tutulan 12 Business Class koltuğu mevcut. Ağırlıklı olarak Mısır, Hindistan, Pakistan ve Körfez ülkelerine ek olarak İran, Azerbaycan, Gürcistan ve güzel haber, Türkiye'ye sıkça uçuyoruz. Bahsettiğim gibi, kış aylarında bile iki günde bir gidiş-geliş seferimiz olan İstanbul'a yaz aylarında her gün uçulacağı söyleniyor. Ayrıca geçen hafta CEO'muz, kışın yeni yapılan anlaşma gereği bakım-onarım amaçlı uçak yolladığımız Sabiha Gökçen'e de yine yaz aylarında yeni tarifeli seferlerin, Bodrum-Milas'la birlikte başlayacağı müjdesini bizzat verdi. Son olarak, 6 ay civarında elimizde olacak üç yeni A320 Neo'larımızla birlikte Londra Gatwick havalimanına uçacağımız da, verilen müjdeler arasında.

Maddî anlamda, sözünü ettiğim gibi burası Avrupa'dan daha bonkör. Ülkede vergi olmaması bir artıyken, para biriminin değerli ve görece daha stabil olması ayrı bir avantaj. Buraya geldikten sonra bir ay süreyle sağlanan otel, oldukça kaliteliydi. Şirketin verdiği konaklama ve ulaşım yardımlarından vazgeçerseniz, bu otelde kalmaya devam edebiliyorsunuz. Yalnız bunun getirdiği bir handikap var: burada her işinizde kullanmanız gereken "Kuwait civil ID" (Kuveyt kimlik kartı) için kira kontratına ihtiyacınız oluyor ve eğer otelde yaşıyor görünüyorsanız bu kartın çıkması biraz zor oluyormuş. Bu yüzden otelde yaşamanın çok da kullanışlı bir seçenek olmadığı, şirketçe bizlere verilen bilgiler arasında.



Profesyonel anlamda ise, şirket ortalama düzeyde geldi bana. Avrupa'daki şirketim de çok üst düzey sayılmazdı bu konuda; ama en azından, Avrupa sivil havacılık otoritesinin sıkı denetimleri sayesinde eski şirketimin kurallarda esneklik şansı pek kalmıyordu. Burada ise denetimlerin bazı alanlarda daha zayıf olması yüzünden, şirketin benzer standartları sağlayabilmek için fazladan çaba sarfetmesi gerekmiş. Örneğin hava trafik kontrolörlerinin kalitesi (her ne kadar Türkçe konuşarak kalbimi kazansalar da) zaman zaman dalgalanmalar yaşayabiliyor; işe ilk girişte verilen çeşitli alışma eğitimlerinde bu konu da önemle hatırlatılıyor.


Burada özellikle simulatör eğitimlerinde de daha fazla yoğunluk tercih edilmiş. Şimdiye kadar uçtuğum şirketlerde rutin simulatör eğitimlerimiz 4'er saatten iki gün ve bunlar iki pilot arasında uçan pilot- yardımcı pilot şeklinde günde 2'şer saat olarak paylaştırılıyordu. Dolayısıyla her pilot, bir eğitimde toplam 4 saat kumandada oluyordu. Burada ise üç gün 4'er saatin tamamında kumandalar eğitim alan pilota ait. Diğer pilot sadece eğitimdeki pilota co-pilotluk (pilot monitoring) yapmakla görevli. Sonuç olarak, bir eğitimde 12 saat kumandada olmak zorundasınız ki bu, daha yorucu olmasının yanında gelişim açısından daha yararlı oluyor.


Yeni şirketimde ve Kuveyt'te durum böyle; umuyorum alıştıkça daha da iyi olacak burası kariyerim için.


Müslüman dostlara hayırlı Ramazan'lar.


(*) Açık havada!


(**) "Düşük maliyetli havayolu" diye adlandırılan bu firmalar, ülkemizde de "kanatlı at" örneğinde olduğu gibi, firmaların hızlıca gelişip kâr oranlarını yüksek tuttukları bir havayolu şekli. Herkesin "suyu bile parayla satıyorlaaaaar!" diye feryât edip bir yandan da kimsenin kendilerinden vazgeçememesinin temel sebebi, biletlerin ucuz olması tabii 8)


(***) İnsan rahata çabuk alışmaz mı?


(1) Uçuş numaralarını destekli salladım 8)


---