Thursday, April 7, 2016

Mini Konu: Stabil Yaklaşma

Bir arkadaşımızın sorusu üzerine:

Uçuşlarımızın "yaklaşma" dediğimiz aşaması, inişten önceki aşama, mâlûmunuz. Bu aşama sırasında bir yandan terminal (hava meydanı) sahası içine alçalarak giriş yaparken, bir yandan da süratimizi kontrollü olarak düşürüyor, bu düşük süratlerde havada tutunabilmek için de slat ve flap dediğimiz kanatçıklarımızı kademeli olarak açmaya başlıyoruz. Slat ve flaplarımızı, ayrıca iniş takımlarımızı iniş düzenine getirme işlemine "uçağı iniş için konfigüre etmek" tabiri kullanılıyor. Bunlar tamamlanınca, unutulan bir şey olmaması için iniş öncesi listemizi (checklist) kokpit ekibi olarak yüksek sesle kontrol ediyoruz. Bir yandan görev paylaşımıyla bunları yaparken, diğer yandan da uçağı "son yaklaşma" dediğimiz, piste hizalandıktan sonra uçulan alçalış hattından sapmamasına dikkat ediyoruz. Otomatik pilotla bile olsa, bu hattan sapılmadığını dikkatle takip etmek, gerektiğinde küçük düzeltmeler için kumandalara müdahaleye hazır olmak zorundayız. Eğer sapmalar küçük düzeltmelerle düzeltilemeyecek kadar büyümüşse, pas geçeriz.

Alçalma hattını hem yatay hem de düşey anlamda korumak, piste yaklaştıkça zorlaşır. Aynı şekilde, pistle olan mesafemiz ve yerden yüksekliğimiz azaldıkça, artık inişe konsantre olmak gerektiğinden; belli bir irtifaya gelindiğinde checklistlerin tamamlanmış, uçağın sürati ve motor tâkatleri olmaları gereken değerlere sabitlenmiş ve pist hizalaması ile alçalış hattı bozulmadan takip edilebiliyor hale gelmiş olmak zorunda. Piste doğru alçalırken; görüşün kapalı olduğu havada 1000 feet, açık görüş şartlarında 500 feet yüksekliğe gelindiğinde tüm bu kriterler sağlanıyorsa, uçağımız "stabil" durumda, yaklaşmamız ise "stabil yaklaşma" olarak tanımlanıyor. Son anda bu parametreleri düzeltmeye çalışmak, otobanda önceden şeridine yanaşmamız gereken çıkışa son anda dıştan dalmaya çalışmak gibi bir tehlike yaratır; bu yüzden eğer bu kriterler bu yüksekliklerde hâlâ sağlanamamışsa, mutlaka pas geçilir.

Özetle, teknik olarak tanımlarsak stabil yaklaşma:

- Düşük görüş (IMC) şartlarında 1000 feet, açık görüş şartlarında (VMC) 500 feet'e gelindiğinde:

- Tüm ilgili brifing ve checklist'lerin tamamlanmış olması,

- İniş konfigürasyonunun tamamlanmış olması,

- Motor tâkatlerinin önemli değişiklik göstermiyor olması,

- Uçuş parametrelerinde limit dışı değişiklikler olmaması:

  • Yunuslama (pitch) +10/-2 derece,
  • Yatış (bank) 7 derece,
  • Sürat hedeflenenden +10/-5 knot
  • Dikey sürat (vertical speed, v/s): 1200 ft./min.
  • Aletli yaklaşmalarda Localizer ve Glide Slope 1/2 nokta (dot), RNAV Xtrk 0.1 NM ve V-Dev. 1/2 nokta (dot), VOR 1/2 nokta ya da 2.5 derece ve NDB 5 derece
... kriterlerini karşılayan yaklaşmaya deniyor.

 

***

 


5 comments:

  1. Kaptanım ben eğitim alacak kişilerde nasıl bir bilgi birikimi olması gerektiğini merak ediyorum.İngilizce tamam da matematik fizik vb. konularda çok zayıfım :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu konuda çok farklı görüşler duydum şahsen; kimi mühendis olmayandan pilot olmayacağını düşünüyor, kimi bu işin askerî uçuş geçmişi olan kişilerce yapılmasını savunuyor. Dünyada, aralarında ABD'nin de bulunduğu bir çok ülkede ise pilotlarda üniversite mezunşyeti koşulu aranmıyor; lise mezunu kişiler de uçuş okullarını ve tip eğitimlerini tamamlayıp havayolu pilotu olabiliyor. Kaldı ki, bizde de eğer uçuş okulu ve tip eğitiminizi tamamlamışsanız, bildiğim kadarıyla havayollarında çalışabiliyorsunuz.

      Hep altını çiziyorum, ben öğretmen ya da uzman değil, yalnızca fikirlerini paylaşan biriyim. Bununla birlikte, uçuş eğitimim ve mesleğin içinde gördüğüm kadarıyla, bu işte lise düzeyinde temel matematik ve temel fen bilgisi gerekebiliyor. Bizim işimiz formüllerle, küsurlu sayılarla uğraşmak değil belki; ama örneğin her gün yaptığımız bazı temel hesaplamalar olmuyor değil. Bunların arasında her gün değişen ağırlık, sıcaklık, basınç ve rüzgar gibi şartlara göre oluşturduğumuz kalkış sürat hesapları var. Bu hesaplamalar, arkalarında karmaşık formüller olsa da, pilot olarak bizlerin kolaylıkla, kısa zamanda hesaplayabilmemiz için tablolar haline getirilmiş. Bunları kullanmak için mühendis olmaya gerek olmadığı görüşündeyim; fakat bir miktar sayılara, grafiklere âşinâ olmak özellikle öğrenme aşamasında büyük avantaj sağlıyor. Gerçi elektronik tabletler artık kağıda basılı tabloları da tedaülden kaldırıyor; ama yine de tablo kullanmak zaman zaman gerekebiliyor. Benzer şekilde, alçalma sırasında her ne kadar uçağımızda bulunan bilgisayarlarımız bize yardımcı olsa da, zaman zaman bulunduğumuz yükseklik ile hızımızı ve kalan mesafemizi akıldan karşılaştırarak, doğru şekilde alçalmakta olduğumuzu teyid etmemiz gerekiyor. Bu ayrıca, bilgisayarlarımızı da kontrol etmek için gereken yöntemler arasında.

      Kısacası, havayolu pilotluğunda akademik düzeyde olmasa da, temel bazı bilgileri kolay anlayabilmek ve günlük operasyonu sorunsuz ve gecikmesiz sürdürebilmek için lise düzeyinde temel matematik ve fen bilgisinin gerekli olduğu kanısındayım. Sosyal bilimler mezunları bu işi yapamaz mı? Tabii ki hayır; ama bir miktar analitik düşünce kazanmaları gerekebileceğine inanıyorum.

      Delete
  2. kaptanım özlettiniz :)

    ReplyDelete
  3. İngilizcem kötü bir seviyede ve üniversitede pilotaj bölümünü istiyorum ne yapmam gerek ? İngilizce mi düzeltebilirmiyim ? veya ingilizceyi üniversite hazırlık sınıfında ve kursa giderek düzeltebilirmiyim ?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Eğer şartlar izin veriyorsa, bir yıl hazırlık okuyarak ingilizceye konsantre olmak bence çok mantıklı; tabii kendinizi vermeniz şartıyla. Ben üniversitede hazırlık okumuştum (tabii o zaman havacılıkla ilgim yoktu); hayatımda çok büyük yararını gördüm. Selamlar.

      Delete