Ne var ki o zamanlar ofisimin bir yolcu uçağı kokpiti olacağını bilmiyordum. Zaten mahrem bir yer olan kokpit, terör olayları ve kazalar arttıkça giderek daha da dışarıya kapalı bir yer haline geldi. Teknoloji gelişip rota ve yakıt hesaplama, göstergeleri takip etme gibi işler kolaylaştıkça da uçuş mühendislerine gereksinim kalmadı, kokpitler tenhalaştı. Günümüzde, modern yolcu uçakları kokpitlerinde sadece kaptan ve "first officer", yani ikinci kaptanla uçuyorlar. Bu iki kişi, bu büyük taşıma araçlarının kontrolünü tam ve emniyetle sağlamak için yeterli oluyor.
Öte yandan, uçakların tüm bilgisayarlı sistemleriyle birlikte bu iki pilot, emniyetli bir yolculuğun sac ayaklarını oluşturuyorlar. Herhangi birinin görev yapamayacak duruma gelmesi halinde uçak uçamaz kabul ediliyor ve sorun çözülene kadar ya yerde kalıyor ya da en yakın havaalanına acil iniş yapmak zorunda kalıyor. Ayrıca, bu üç unsurun biribirleri arasındaki iletişimin de tam ve eksiksiz olması yine emniyetli bir uçuşun olmazsa olmazı. Dolayısıyla, pilotlar bilgisayarla olan iletişimlerinin yanısıra biribirleriyle de doğru ve tam bir uyum sağlamak durumundalar.
Kaptan pilot ve 2. pilot arasında görev paylaşımı da önemli konulardan biri. Zira biribirlerinin hem yardımcısı hem de denetleyicisi olarak uçuş görevlerini yerine getiren bu iki pilot, şirket prosedürleri gereği uçuş kontrollerini sırayla devralarak uçuyorlar. Örneğin İstanbul'dan Berlin'e gidip gelecek bir uçağın pilotları uçuş öncesi aralarında yaptıkları kısa toplantıda kimin Berlin'e giderken, kimin İstanbul'a dönüşte uçağın kontrollerinde olacağına, kimin telsiz ve diğer yardımcı görevleri üstleneceğine, son karar yetkisi kaptan pilotta olsa da, birlikte karar veriyorlar. Bu şekilde, iki pilot da özellikle kalkış, iniş ve düz uçuştaki temel becerilerini yitirmemiş, zamanla unutmamış oluyorlar.
"Kaptan- First Officer" ayrımı, dolayısıyla, operasyonun idari ve karar alma kısmında devreye girerken, uçuşun yönetimi söz konusu olduğunda başka bir ayrım sözkonusu oluyor. Benim uçtuğum A320 uçağında uçuş kontrolerinde olan pilot "uçan pilot" (PF - Pilot Flying), yardımcı görevleri yürüten pilot ise "uçmayan pilot" (PNF - Pilot Not-flying) adlarını alıyorlar(*). Sözgelimi bir uçuşta kaptan pilot PF, first officer PNF görevini yerine getirken; geri dönüş uçuşunda first officer PF, kaptan pilot da PNF oluyor ve PF'in uçuş boyunca yardımcısı gibi görev yapıyor. Kumanda ile gaz kolları ve otomatik pilot kontrolü PF'in göreviyken; uçağın sistem göstergelerini takip etme, radyo haberleşmesini yürütme ve yakıt hesabı ile rotayı kontrol etme gibi görevler PNF'e ait oluyor.
Normal şartlardaki PF/PNF görev paylaşımının istisnaları da yok değil. Uçak yerdeyken motor çalıştırma ve taksi yapma sırasında, veya uçuş sırasında uçuş emniyetini ilgilendiren durumlarda kaptanın kontrolleri devralma haklı saklı. Ayrıca, herhangi bir pilotun emniyetsiz bir karar vermesi ve bunu uygulamaya kalkışması, diğer pilota ikaz etme ve ardından gerekiyorsa kontrolleri "kumandalar bende" diyerek devralma yetki ve sorumluluğu veriyor. Bu konunun, yani kontrol devralmanın, gerektiği durumlarda tam olarak uygulanması konusunda özellikle son yıllarda büyük hassasiyet var. Şirketlerce hem mesleğe giriş aşamasındaki yeni pilotlara, hem de ara eğitimlerde tüm diğer pilotlara kokpitteki görev paylaşımı, biribirini ikaz etmede dikkat edilecek ince noktalar ile kontrolün devralınması gibi konular tekrar tekrar anlatılıyor, hatırlatılıyor.
Uçuş öncesi, uçuşta ve inişten sonraki safhalarda her iki pilotun da yapacağı işler, gerek ezber maddeleri, gerekse "checklist" dediğimiz görev talimatnamelerinde net olarak ifade ediliyor. Her bir pilot, checklist'lerde yazılanı sırayla ve adım adım uyguluyor. Bunu yaparken kimse standart dışına çıkıp diğer pilotun görevini üstlenmiyor, ya da kendi görevini eksik bırakmıyor. Aynı şekilde pilotlar biribirinin görevini doğru ve tam olarak yaptığından emin olmak, gerekirse ikaz ve hatta müdahale etme yetki ve sorumluluğu taşıyorlar.
İşte bu noktada kokpit içinde davranış tarzına iki pilotun da dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle yeni first officer - eski kaptan kombinasyonuyla oluşturulan kokpit ekiplerinde zaman zaman tecrübesiz pilotların hata yapan kaptan pilotu ikaz ve müdahalede çekingen davranmaları, geçmişte kaza ve kırımlara neden olmuş. Uçakta görev yapan tüm ekibin (kabin memurları dahil) birlikte tam ve verimli şekilde çalışmalarını inceleyen bir kavram olan CRM (Crew Resource Management) bu nedenle önem kazanıyor. Tüm pilotlar şirketlerinden CRM yer eğitimlerini tamamlamış olarak uçuşa başlıyorlar.
Kokpit biraz da bu yüzden mahrem bir yer sanıyorum. İçeride hassas bir insan-bilgisayar-insan dengesi ve iş bölümü var, bu dengenin korunması için gösterilen yoğun bir dikkat ve çaba var. Birinin hatasını diğerinin centilmence, ama kararlılıkla düzeltmesi sayesinde uçuşun güvenli olması sağlanıyor.
N'aapalım, varsın benim de ofisimin kapısı kapalı kalsın...
Katkıları için Aksüt ve Yeğen kaptanlarıma teşekkür ederim.
(*) Konu hakkında aşağıdaki sitelerden de ek bilgi alınabilir:
http://www.skybrary.aero/index.php/Pilot_Flying_and_Pilot_Not_Flying
http://aviationknowledge.wikidot.com/aviation:pilot-monitoring
***
Meraba sayın pilot, bloğunuzu baştan sona okudum çok faydali samimi bir çalışma olmuş ellerinize sağlık fakat bunlar işin somut kısmı bide bunları soyut olarak hissel olarak duygusal olarak incelemeniz kanımca daha farkli bir tat katcaktır.bambaşka bir hayattan bambaşka hayata geçmek hiç planda olmayan bir hayatta yaşamak nasıl bir duygudur merak uyandırmıştir.çok ilgimi çekti bloğun başında mesleğinizle ilgili teknik bilgini sıfırken zamanla yazilan yazilara bakarak degışim cok net farkediliyor.sizde hic nerden nereyw diyor musunuz daha fazla uzatmayayim ben en iyisi. Selametle ...*
ReplyDeleteRica ederim, istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Buradaki yorumları okumaktan hem keyif alıyorum, hem de fikir ediniyorum. Aslına bakarsanız, benim buraya yazmaktaki amaçlarımdan birisi kendimdeki bilgi ve düşünce değişikliklerini yansıtmak. Zîra yazma konusunda yalnızca bir amatör olarak gözlerimin görüp kulaklarımın duyduğu her şeyi bütün canlılığıyla aktaramam; ama bendeki değişim belki de benim dilimin dönmediği başka bazı noktaları da buraya yansıtabilir diye düşünüyordum. Bu bakımdan değişimin fark edildiğine çok sevindim. İçtenlikle teşekkür ederim.
DeleteHocam aslında ofisinizin kapısı gene kapalı değil bu blog ortamını düşünecek olursak :) hocam bir engel yoksa aylık uçuş plan örneģinizi ya da logbook paylaşabilirmisiniz calısma planı hakkinda örnek olması adına :))))
ReplyDeleteHaklasınız, en azından üzerimdeki kokpit kokusunu olabildiğince buraya sindirmeye çalışıyorum 8)
DeleteÖte yandan, ne yazık ki şirketim ve çalışma programımla ilgili bahsettiğiniz türden detay bilgileri buradan paylaşamıyorum. Bunun hem kişisel prensip, hem de etik anlamda buradan aktaramadığım bazı nedenleri var. Anlayış göstereceğinizi umarım.
Hocam merhaba bugün hava baya rüzgarlı kuzeyden 25 knot gördüm ben onunla mi alakali bilmiyorum ama kalkan uçakların verticali baya yüksek normaldekinden 1000 feet civarinda daha yüksek geliyo uçaklar ve normalden yavaşlar bunun rüzgarlq bir alakası var mı şuan ltba holdinglerle dolmuş durumda ama inişler kuzeyden gelen yan rüzgara rağmen 05 pistine inişlerin yapılmasının sebebi var mi an itibariyle yaklaşmadaysanız allah kolaylık versin :)
ReplyDelete25 knot orta büyüklükteki yolcu uçakları için normalde çok sorun olmuyor; özellikle de tam yandan esmiyorsa. Şirket kuralı olarak biz yan rüzgar bileşeni 25 knot (hamlesiyle birlikte 35 knot), karşıdan 50... aslında bunu ayrı bir yazıda anlatacağım 8) Fakat kısacası, bu rüzgar değeri uçaklarımızın ve şirketin limitleri dahilinde olduğundan bir tehlike oluşturmuyor. "Vertical"'den kastınız "dikey sürat/ vertical speed" ise bu, uçakların hava hızıyla ve ağırlığıyla doğru orantılı bildiğiniz gibi. Yerden gözlemlediğiniz göreceli yatay hız uçağın karşıdan aldığı rüzgar arttıkça azalır, ama aynı durumda uçağın "hava hızı" artar. Hava Hızı'na bağlı olarak da dikey (tırmanma ya da alçalma) hızı artar. Bir de kaç uçağı arka arkaya gözlemlediniz bilemiyorum, ama gözlediğiniz sırada tesadüfen bir kaç az yüklü uçak arka arkaya denk gelmiş olabilir mi?
DeleteFinali harika biten bir yazı olmuş :) Elinize sağlık..
ReplyDeleteBeğendiğinize çok sevindim; sağ olun.
DeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDeleteMerhaba. Ben hemen aklıma gelen üç site tavsiye edeyim. Yan tarafta linkleri mevcut:
ReplyDeleteİlki aopa.org . Burada genel havacılıkla ilgili bol bol yazılı, görüntülü ve sesli bilgi mevcut. Eğitimlerde genel havacılık ve VFR uçuşları bol bol yapacağınız için, özellikle de kısmet olur da ABD'de eğitim alırsanız çok faydalı olur burası.
İkincisi Amerika'lı bir kadın gazetecinin blogu, Flying Lessons. http://christinenegroni.blogspot.com.tr/ adresinden ulaşılıyor. Christine Negroni bildiğim kadarıyla pilot değil; ama ticarî havacılık konusunda düzenli olarak makaleler yazıyor. Facebook grubundan soru bile sorabilirsiniz, paylaşıma açık birisi.
Bir de http://www.askthepilot.com/ var, orası da adından anlaşılacağı gibi, pilot gözüyle merak edilen konular hakkında bilgi verip yorum yapıyor.
Merhaba, uçmak ya da uçağı idare eden kişi olma hayali bende hep vardı. Çok meraklı olduğum bir konudur. Anlayabildiğim kadarı ile ve bulduğum yayınların hepsini okumaya çalışıyorum.kaptan pilot anıları dahil. Yaşınızı ve sorulan sorulara verdiğiniz cevaplar harika. Çok teşekkürler. Daima, rotanız berrak kanallarınız kuvvetli olsun.bizleri güzelliklere uçurunuz. Saygılar.
ReplyDeleteBen: Hediye Uzun
ReplyDeleteSize yazacağım cevabı başka yere yazmışım, kusura bakmayın.
ReplyDeleteTeşekkür ederim; ben bir basamak olmaya çalişiyorum. Yeter ki caba sarf edilsin; bir sekilde hayallere ulasiliyor.