Tuesday, June 16, 2015

Düğmeler !!!

Bir yolcu ucagi kokpitine ilk kez giren birinin en cok gozune carpan sey, suphesiz ki etrafi saran renkli dugmeler ve gostergeler. Zira arada sirada, ucak yerdeyken kapidan kısa bir merhaba demek isteyen misafirlerimizin bakislarindan bu okunuyor. Kabin amirlerini ikna ederek ucagin mahrem odasina girmeyi basaran bu muzaffer sahislarin, bizleri ev sahibi yerine icerideki dugmeleri aciklamakla gorevli memurlar yerine koymalari bile zaman zaman vuku bulunca; ben de kokpitteki bu ekipmanin gizemli bir yani olduguna cidden inanmaya basladim.

Gerci dugmeler gunumuzde yerlerini çok amaçlı ekranlara bırakır oldular; ama havacılık biraz sakat ve "biraz" da maliyetli bir iş olduğundan olacak, uçak kokpitlerindeki teknoloji cep telefonlarındaki kadar hızlı ilerlemiyor... en azından görüntüde, işi biraz ağırdan alıyor.

Bu ağırdan alma durumu küçük uçaklara göre daha çok maliyet ve risk, dolayısıyla daha çok bürokrasi barındıran yolcu uçaklarında daha bir görünür durumda tabii: köhne bir Cessna 172'ye parayı bastırdınız mı öyle bir ekipman taktırısınız ki, uçağı karaşimşek sanarlar valla... Gelin görün ki bunca günlük pilotum, daha A320'nin gaz koluna tesbih bile asabileni görmedim (neyse ki!)...


Velhasıl (iyice dedeye bağladık ha!); bizim 320 ailesinin kokpitinde de, bir Concorde'unki kadar bolca ya da bir 380'inki kadar sofistike (sofistike?!) olmasalar da çok sayıda düğme ve gösterge görmek mümkün. Biliyorum, insan ilk bakışta bu düğmelerin arasında sırıtarak çaylarını yudumlayan pilotları görünce bir saygı, bir huşu...

Yok Artık!

Fakat şu da var: basit bir Piper uçağının ardından bu bol düğmeli odada görev icra edebilmek için, tecrübe faktörünü saymazsak, taş çatlasa kırkbeş günlük bir tip eğitimi yeterli oluyor. Ciddiyim; tip eğitiminizi bitirince yasal olarak bir yolcu uçağı kullanmaya hak kazanıyorsunuz; bu da ancak bu kadar sürüyor.

Püf Noktası

Bu kadar düğmeyi biribirine karıştırmadan kullanabilmenin bir sırrı var; o da bu düğmelerin gruplanışında. Bunu da seneye anlatalım artık...





























Şaka yaptım! 8)

Airbus 320'nin kokpiti, iki pilotun birlikte kullanacağı şekilde dizayn edilmiş olsa da, aynı zamanda acil bir durumda tek pilotun uçağı en yakın güvenli yere tek başına götürebileceği şekilde tasarlanmış. En sık kullanılan paneller aşağıda ve, ya ortada ya da çift olarak her iki pilot tarafında bulunuyor. Daha seyrek kullanılan sistem panelleri ise tavanda (ama yine kol mesafesinde ve ortada); çoğunlukla arızaya müdahale ya da bakım amaçlı kullanılan sigorta panelleri ise arkada ya da kokpitte ayağa kalkmayı gerektirecek kadar geride yer alıyor.
Tip eğitiminde, kokpiti tanıtan kaynaklarımız, açıklamaya önce panellerin isimlerinden bahsederek başlar: başüstü (overhead), "ön göğüs" (glareshield) (*), orta panel (central panel) ve fiskos masası (pedestal)!!! Sırayla değinelim:

Orta Panel'den Başlarsak...

... daha çok gösterge görürüz, daha doğrusu ekran. Canına yandığımın Airbus'ı son yıllara kadar bu monitörleri LCD'ye bile çevirmemişti sağ olsun, zira altı adet ekran, verdikleri hayati bilgileri CRT (**) ekranlarla görüntülüyorlardı. Yine de güvenilirlerdi, ayrı konu. Adamlar mütevazı, teslim etmek lazım.


Orta Panel, A320'de düğmeden çok ekranlardan oluşuyor. Genel olarak EIS (Electronic Instrument System) adını taşıyan sistem, altı küçük monitör ekranından oluşuyor. Bunların dördünü barındıran gruba Airbus "EFIS" (Elect. Flight Inst. Sys.) adını veriyor; diğer ikisi ise Boeing'cilerin kıskandığı "ECAM" (Electronic Centralized Aircraft Monitoring) sistemine ait.

EFIS'in ekranları ikişer tane olmak üzere pilotların önünde, uçuş ve navigasyon bilgilerini görüntülemek amacıyla bulunuyor. Bunlardan ilki olan PFD (Primary Flight Display) sürat, irtifa, yatış ve yunuslama açıları, düşey sürat gibi uçuşun temel bilgilerinden sorumlu. Komşusu olan ND (Navigation Display) bize uçmakta olduğumuz rotayı, çevremizde bizi ilgilendirebilecek havaalanları, diğer uçaklar, yön bulmaya yarayan sinyal istasyonları (VOR ve NDB) gibi bilgileri görüntülüyor. Ayrıca PFD ve ND, asıl görevlerinin yanında ek bilgiler de veriyorlar; mesela PFD, bir yandan ILS, VOR ya da NDB gibi iniş yaklaşmalarında kullanılan frekansları gösterirken, her iki ekran da bu yaklaşmalara ait sapma göstergelerini arayüzlerinde barındırıyorlar. Uçağın otomasyon modlarını okuduğumuz, 320'nin en önemli göstergelerinden olan FMA (Flt. Mode Announciator) de PFD ekranında bulunuyor. Dahası, bu iki ekran arıza durumlarında biribirlerinin yerine de kullanılabiliyor.

ECAM

Orta panelin ortasında duran diğer iki ekranımız, PFD ve ND'nin aksine üst üste yerleştirilmiş. Bize temel motor göstergeleri, yakıt miktarı, flap ve slatların pozisyonları, uçağın sistemlerinin her birinin grafik ve rakamsal olarak durumları gibi bilgiler; ECAM sistemi tarafından bu iki ekrana yansıtılıyor. E/WD ve SD adını alan ekranlarımızdan E/WD (Engine/ Warning Display) temel motor göstergelerinin yanısıra, uçağımızın bizimle paylaşmak istediği ikaz ve uyarılar mesajlarını görüntülemekten sorumlu. Aciliyet durumuna göre çeşitli renk kodları içeren bu mesajlar, aynı zamanda bazı "checklist"leri de içermekte. Özellikle acil durumlarda ilk müdahaleyi yapmak için E/WD'in görüntülediği yönlendirmeler, saniyelerin bile büyük önem taşıdığı anlarda altın değerinde oluyor. Örneğin, bir motor yangını esnasında sistem sadece ikaz vermekle kalmıyor; derhal yapılması gereken temel işlemleri (yanan motorun takatını kesmek, söndürücüleri sırayla devreye sokmak, motoru kapatıp yakıt ve elektriğini kesmek vs.) adım adım pilotlara uygulatıyor. Öte yandan, acil olmayan günlük operasyonlarda da (kalkış ve iniş öncesi son kontroller vs.) yine bu ekranda liste halinde yönlendirmeler geliyor.

ECAM arayüzünün diğer yarısı SD de, E/WD'le eldiven gibi uyumlu çalışıyor. Temel görevi, adı üstünde, uçağın sistemlerini görüntülemek olan ekran; uçuşun tüm aşamaları için öncelikli olarak takibi gereken sistemi otomatik olarak pilotların gözüne sokuyor! Kalkıştan önce ve inişten sonra tekerlek ve frenlerin durumu, kalkış koşusu sırasında motor parametreleri, iniş koşusu (landing roll) sırasında uçuş kontrol yüzeyleri ve bunları kontrol eden bilgisayarların durumu (özellikle de spoiler'ların açılıp açılmadığı) gibi bilgileri, altta bulunan SD'in sistem sayfaları gösteriyor. Yine arıza be aciliyet durumlarında, E/WD'in görüntülediği maddelerle birlikte, SD'de de ilgili sistem sayfası açılıyor. SD, arıza durumlarında uçağın çalışmayan ya da kaybedilen fonksiyon ve cihazları hakkında da özet bilgi görüntüleme özelliğine sahip.

ISIS

Bir de bu ufaklık var... Tüm göstergeler gitse, hatta uçağın elektriği kesilse bile (ki böyle bir durumda uçuş kumandaları bile ancak çalışabilecektir) normal zamanda PFD'nin sağladığı temel bilgileri sağlama özelliği olan bir mini ekran daha mevcut çoğu 320 modelinde. "Entegre Yedek Gösterge Sistemi" diye çevirmeye çalıştığım bu ufacık kutu, kendi bataryasına ve hatta gyro'suna sahip. Uçağa barometre ve hücum açısı ölçüm kanatçıklarından da bilgi alacak şekilde entegre durumda olan sistem; sürat, yatış-yunuslama açıları, irtifa ve hatta ILS göstergelerine sahip. Şahsen ihtiyaç olmamasını dilerim tabii.



Yahu konu uzunmuş. Bir yazıda çıkarırım diyordum; ama şu ekranlar fena halde ezber bozdu. Haftaya devam, ne diyeyim...


(*) Kim demiş havacılıkta oto sanayii ağzı olmaz diye?!
(**) Cathode Ray Tube: Bildiğiniz tüplü ekran yahu!

***

Tuesday, June 9, 2015

Gokkusagi

Sozumuzu tutamadik; kusura bakilmasin. Mukemmeliyetcilikten pek bir halt gelmiyor; en azindan benim yasamimda hep boyle oluyor. Ne zaman kesin bir tarih versem ya da aklimda belirlesem, "rahat takildigim" zamanlara gore cok daha fazla gecikiyor yazilar. Simardik mi nedir?! (@$%!!!!)

Kaliteli Bloglar

O kadar da buyuk bir eksik degil aslinda benimkisi, zira cok daha kaliteli bloglar var benim de takip etme sansi buldugum. Bu yuzden, bugun blog yazmak yerine meslektaslarimin takip etmeye calistigim bloglarindan bahsedeyim diyorum. Bugune kadar nasil kesfedemedim? O da benim cehaletim iste 8(

Ilk aklima gelen, benimle de iletisime gecme nezaketini gosteren Caner beyin blogu. Doktora duzeyindeki egitim gecmisinin, basit anlamda pilot olmanin cok otesine gecen ozgecmisini bile okuyunca, sade bir pilot olarak cok sey kazanabilecegimi dusundugum bir yer oldu burasi. Takipteyim; onermekteyim:

http://www.caneracarbay.com/

Caner beyden baska, severek takip ettigim bir de Yigit beyin blogu var. Meslegimize buyuk katkisi olacagini dusundugum bir baska blog yazari meslektasim olan Yigit bey de ust duzeyde egitimli, dopdolu bir insan. Bir tur marifetname olarak da adlandirilabilecek blogunda yazarin yalnizca pilotaj egitimi uzerine paylasimlari degil, ayni zamanda ses ve muzik teorisinden ABD'deki eyalet sistemine kadar genis bir yelpazede aktardigi bilgiler ve fikirler mevcut. Gitarsever pilotlara duyrulur:

http://salvorates.blogspot.com.tr/

Daha once de bahsetmeye calistigim bir baska blog da; flyingbats.blogspot.com'daki kardesimiz tarafindan "paralel evrendeki ikizleri" ilan edilme serefine eristigim uc motorla ucan kardesim. Bu meslektasim da insaat muhendisi kokenli (gel de komplekse girme!). Kendisi halen Hollanda'da ucus egitimi aliyor.

http://www.threenginedcrow.com/

Yine daha once bahsetmeye caba sarfettigim, henuz universite egitimi almakta olan yakin gelecekteki meslektasimin blogu da bir diger takip ettigim site. Her sey daha yepyeni, gicir gicir. Tam olarak universite asamasindan pilotluga nasil gecilir, aslinda elimizdeki en taze kaynak burasi olacak, sahsen bundan eminim:

http://flyingbats.blogspot.com.tr/


Gokkusagi

Farkli yasamlar, farkli gecmisler ve farkli donanimlar... kokpitte hepimiz ayni olsak da havaciligin kapisinin yetenegi ve azmi olan herkese acik olmasi, bu isin sevdigim yanlarindan bir tanesi. Bizim isimiz ne kadar teknik olursa olsun, ayni zamanda sosyal, iletisime dayali bir is. Ucak ucuran kisilerin ufku genis, kulturlu, acik fikirli kimseler olmasi ucak ici iletisime, dolayisiyla da ucus emniyetine kadar yansiyor; zaman zaman oldukca stres yuklu olan isimize karsi bizleri daha rahat, verimli kiliyor. Birakalim baskalari havaciligin rengini mavi zannetsin; bence havacilik gokkusagi kadar renkli.


***