Şimdi sıcak evimde ayağımı uzatmışken daha kolay geliyor anlatması. Şöyle ki:
Ön Gövde, Sol Yanak
Pitot Tüpleri (B'nin altında) ve Statik Port'lar (Kırmızı Çerçeveliler) |
Hücum Açısı Ölçücüler (AOA Probes) |
Kaptanımıza kısa süreli ayrılığımız için veda etmiş, fosforlu cevriyeyi giymiş vaziyette, uçağımızın bağlı bulunduğu körüğün yanındaki kapıdan, demir merdivenden tangır tungur aşağı iniyoruz. Genelde, dikkat etmişsinizdir, bizimki gibi uçaklar sol-ön kapıdan yaklaşırlar körüğe. Bu yüzden merdivenden indiğimizde uçağımızın sol yanağı ilk bakacağımız yer oluyor. Burada gövdenin yanında uçağın estetiğini bozsun diye yapıldıklarından şüphe ettiğim bazı metal çıkıntıları kontrol etmemiz gerekiyor. Küçük metal flamalar gibi duran hücum açısı ölçücüler, uçağın metal yüzeyine gömülü duran tuzluk şeklindeki statik portları ve burun kısmına yakın, kedi bıyığı gibi duran ince pitot boruları, bu bahsettiğim çıkıntıların bazıları. Bunlara bakarken, kulağımızın dibinde elektrik süpürgesi gibi durmadan hava vantuzlayıp gürültü yapmakta olan "Aviyonik Kompartmanı" denilen bölmenin soğutma amaçlı hava girişine de bir göz atıyoruz. Hayvanımızın ön ayaklarını da lastikler, aydınlatma lambaları, olası hidrolik kaçakları, tekerlek boşluğundaki arı yuvaları vs. babında inceledikten sonra burun kısmına geçiyoruz.
Burun ve Sağ Yanak
Radome |
İngilizce'de "kubbe" anlamına gelen "dome" kelimesinden türetilen "radome", uçağın hava durumu radarını içinde barındırdığı için bu ismi almış. Boeing 737'lerde yanlardan basık ve biraz sivri, bizim 320'lerimizdeyse yarım patates gibi duran burun kısmı radome, aslında içi boş bir plastik kapak. Kapağımızın altlarındaki irice klipslerin (latches) teknisyenler tarafından tam olarak kapatıldığından emin oluyor, uçağımızın burnunda herhangi bir kuş, dolu tanesi vs. hasarı olup olmadığına bakarak, yolumuza devam ediyoruz. Unutmadan, burada sıcaklık ölçüm "bıyıklarımız"'ın da buzlanma ya da böceklenme gibi etkenlerle tıkanmadığına emin oluyoruz.
Sağ yanakta bulunan yedek statik port'u ve aviyonik bölmesi giriş kapağı gibi kısımları da kontrol edip sağ kanada doğru yürüyecekken, suratımıza fışkıran ılık (muhtemelen de tozlu) havayla irkiliyoruz. Kafamızı çevirdiğimizde, aviyonik kompartımanının hava çıkışıyla karşılaşıyoruz. Bakıyoruz, tıkalı değil, gürül gürül üflüyor. Yola devam ediyoruz.
Karın ve Sağ Kanat
Ön kargo kapağından uçağa yapılan yüklemeyi görebiliriz. Şöyle bir dışarıdan bakıyor, içeride varlığımızdan tedirgin görünen yüklemeciye hayırlı işler dileyip (*), kargo kapağı menteşe ve kilitleme kancalarına bakıyoruz. Uçağımızın karnının altından geçerken, bir başka beyaz borudan şırıl şırıl su aktığını görsek de fazla dert etmiyoruz; zira uçağımızdaki kullanma suyu deposunun fazlası bu borudan dışarı tahliye ediliyor, o kadar. Kuşumuzun göbeğinde bulunan bazı plastik çıkıntılara (ki kendileri gps'in de aralarında bulunduğu bazı yön bulma ve haberleşme antenleridir) da bakıyor, tüm kapakların kapalı ve yerde akmış yağ, hidrolik gibi sıvılar olmadığından da emin oluyoruz. Bu kısımda uçağımızın uzaktan görülmesini sağlayan kırmızı lambamız, bazı başka hava giriş-çıkışları (ram air inlet ve pack inlet- outlets) da bulunuyor. Açık, temiz ve hasarsız olduklarından emin oluyoruz.
Sıra geldi hayvanımızın sağ ayağına. Lastikler sağlam, akan kokan yok, karbon fren pabuçları yeterli kalınlıkta ve iniş sırasında kanat diplerinden açılan iniş farlarımızın da hasarsız olduğuna bakıyoruz.
"Static Discharger" denilen topraklama saçakları |
Uçağımızın arka-sağ kısmında da arka kapıyı saymazsak iki irice kapak daha mevcut. Bunlardan ilki, uçaklar için özel yapılan konteyner'lerin yüklendiği arka kargo kapısı; diğeri de konteyner'e konulmayan dökme yüklerin (bulk cargo) yüklendiği "bulk cargo" kapısı. Eğer dışarı çıkmakta geç kalmamışsak buralara da döner paletli yükleme araçları dayanmış, yükleme yapılmaktadır. Sırasıyla yükleyene selam, menteşe ve kancaları dikize devam diyerek kuyruğa geçiyoruz.
Kuyruk
Arka yatay ve dikey stablizatörler, yani uçağın burun aşağı-yukarı kontrol ettirilmesini, dümen hareketiyle sağa-sola dönüş kuvveti uygulanmasını sağlayan yardımcı kanatlarımız da burada. Başımızın dönmemesine dikkat ederek bunların da genel durumuna bakıyoruz. Kuyruğun ucunda makat gibi duran deliğimiz de uçağımızın güç jenaratörü APU'muzun egzost çıkışıdır. Altındaki beyaz lambanın da çalıştığına dikkat ederek kuyruğun sol tarafına aynı kontrolü yapıyoruz. Burada, kuyruk konisinin sol kenarında kızmızı bir nokta göreceğiz; zîra kırmızı değilse APU'nun otomatik yangın söndürücüsü kullanılmış ve tükenmiş demektir, teknisyene ve kaptanımıza haber veririz.
Sol Kenar
Bundan sonra şöyle bir saatimize bakıp yolcu alımına az kaldığını görürüz. Neyse ki başka özel bir şey yoktur; sadece gövdemizin geneline bakarak öne doğru yürür, sol iniş takımı, sol (1 numaralı) motor ve sol kanadımızı da diğer tarafta yaptığımız gibi inceleyerek ön tarafa geri döneriz. Burada ben açığa çıkıp koca kuşuma şöyle bir genişten bir daha bakıyorum. Artık yukarı çıkma zamanı gelmiştir. Düşmeden demir merdivenleri tırmanıyor, yeleğimizi çıkarıp uçağa giriyoruz. Ofisimize geçmeden önce, kibarca ne içmek istediğimizi soran kabin amirimizden şekerli-limonlu bir bardak sıcak çayımızı rica ediyoruz. Kendisi alın teriyle hak edilmiştir, bir yandan çalışmaya devam ederken bir yandan afiyetle yudumluyoruz.
(*) "Kolay gelsin" de denilebilir. Türkiye'de değilsek anlamayacaktır.
***