Sunday, July 19, 2015

İki Soruya Yanıt...

Söyle güzel bir sıkça sorulan sorular yazısı hazırlamaya henüz var. Lâkin, yakın zamanda iki arkadaşımın nezaket gösterip fikrimi sorduğu iki soruyu buraya yazmak istiyorum. Sorulardan birini özel mesajla forum.airporthaber.com sitesinden aldım. Sağ olsunlar, yazdıklarımı duyurabilmem için sitelerinden de faydalanmama dört yıldır izin verme inceliğini gösteriyorlar.

Her neyse... İlk soru şu oldu:

Yolcu uçakları kendi güçleriyle geri gidebilirler mi?

Turboprop, yani ATR-72, Bombardier Dash 8 gibi jet sistemine sahip pervaneli motoru olan yolcu uçaklarında "power back" denen bir kabiliyet mevcut. Pervane kanatlarının açısının değiştirilerek itiş yönünün ileriye doğru çevrilmesinin sağlandığı bu yer manevrası, bir çok sakıncası olduğu için pek tercih edilmiyor. Bunların arasında fazla yakıt tüketimi, pilotların uçağın arkasını görme şansının olmayışı, frenleme imkanının kuyruk vurma riski nedeniyle çok azalması gibi nedenler yer alıyor. Internet'te şurada okuduğum kadarıyla jet motorlu pervanesiz yolcu uçakları da pratikte reverse thrust (tersine itiş) yeteneğine kısmen sahipler; ancak motorları kanatlarda bulunan uçakların bu işlem sırasında yerden kaldırdıkları moloz nedeniyle hem çevreye hem kendilerine zarar verme olasılıkları yüksek. Kuyruktan motorlu eski tip jetlerde bu tehlike daha az mevcut olup ters itiş çok nadiren kullanılmış olsa da; bahsetmeye çalıştığım sakıncalar hala geçerli olduğu için power back yerine push back aracı kullanmak tercih ediliyor.

Normalde tersine itiş özelliği, yalnızca inişlerde frenlemeye yardımcı olmak amacıyla uçaklarda bulunuyor.

Diğer soru da şuydu:

Yolcu uçaklarında neden genellikle önce sağdaki motor çalıştırılıyor. Şirket prosedürü mü, yoksa teknik bir nedeni var mı?

Diğerlerini bilemem tabii, ama bizim uçakta park frenini basınçlandıran sarı hidrolik sisteminin devreye girmesi, 2 numaralı motorun yani sağdaki motorun çalışmasına bağlı. İstendiğinde önce 1 numara da çalıştırılabilir tabii; ama o zaman önce 1 numaralı motora bağlı olan yeşil hidrolik sisteminin pompaları çalışacaktır. Bu durumda da PTU dediğimiz basınç transfer ünitesi otomatik olarak devreye girip yine sarı hidrolik sistemini basınçlandırır; ama Airbus'ın tavsiyesi önce 2'nin çalıştırılması. Sonuçta boşuboşuna elektrik sistemine (PTU elektrikle çalışır) fazladan yük getirilmiş oluyor. Bizim şirket de tavsiye edilen prosedürü uyguluyor.

Bu sorunun devamı var; ancak kısa bir ön bilgi paylaşayım:

Push-back (uçağın burun tekerleğinden özel bir araçla kaldırılıp taksi pozisyonuna doğru itilerek/çekilerek götürülmesi işlemi) öncesi uçak burun tekerleğinden kaldırılmadan önce kokpitten park freninin devreye sokulması, itişe başlamadan önce de frenin bırakılması istenir. Motorlar ise push-back işleminin sonuna doğru çalıştırılıyor. Burada küçük bir not: sarı hidrolik sistemini basınçlandıran PTU haricinde yedek bir elektrik pompası da var, ama normal motor çalıştırma prosedüründe bu pompa kullanılmıyor. Oyuncak mı bu?!

Arkadaşımla birkaç el yazıştık; ama soruyu kendimce özetlemeye çalışacağım. Umarım bana kızmaz 8)

Motorların çalışmasından önce park freni nasıl çalışıyor?

Yanıt akümülatör basıncı. Tıpkı seyir esnasında motoru duran arabanın sürücüye birkaç kez fren yapma şansı verdiği gibi; sarı hidrolik motor veya elektrik pompalarından biri çalışmadan önce park freninin de toplam 4 kez kullanılma şansı var; ama daha çok değil. Bu da pushback öncesi bizim park frenini set etmemiz için yeterli rezerv basıncı sağlıyor.



Herkese iyi bayramlar...

***

Küçük bir ekleme: Park freni, akümülatör basıncıyla 12 saate kadar çalışabiliyor.

No comments:

Post a Comment