Tuesday, February 18, 2014

Paris'i Gezemeyişimin Kısa Hikayesi

Gecen hafta Paris'e gittim, gezemeden geldim! 16 saatlik yatı yapacagımı uçuş programımda görünce, varış saatimizin akşamüstü olmasına bile sevinmiştim halbuki...


Paris'e varışım profesyonel açıdan umut vericiydi: hoşsohbet bir kaptanla yaptığım keyifli uçuşun ardından Charles de Gaule'ün pistine güzelce konup, labirentvari taksi yollarından sorunsuzca geçerek körüğümüze vardık ve uçağımızı bir sonraki ekibe teslim ederek otelimizin yolunu tuttuk. Gider gitmez, yatılarda adet haline getirdiğim resepsiyonla sosyalleşme törenimi tamamlayıp odama geçtim. Ekibin kalanı oda anahtarı, internet şifresi gibi konuları otel görevlileriyle konuşurken arkalarından zürafa gibi boynunu uzatıp konuşulanları duymaya çalışan bendenize nazikçe yardım teklif eden şirin resepsiyonist, törenimin onur konuğu oldu. Sayesinde, gece saat dörtten beri ayakta olan bedenimi, yorgun olmadığına inandırmaya çalışarak odama doğru taşırken, en azından cebimde bir harita, kafamda da kabaca bir gezi planı vardı: Şirin Fransız resepsiyonist birkaç saatlik hızlandırılmış Paris gezim için bazı ipuçlarını üzerine işaretlemişti bile...

Her ne kadar odama varır varmaz duştu, üst-baş değiştirmeydi derken yarım saat oyalandığım odadan çıkmama ilk darbeyi dışarıdaki gri bulutlar ve sert esen rüzgar vurduysa da, dünya gözüyle bir Paris görmeye yine de azimliydim. Gelin görün ki masanın başına oturup, kısacık gezi planımı ve fotoğraf makinemi hazırlarken gözlerimin kapanmasına engel olamadım. Çıkmadan önce bir saatçik kestirme niyetiyle uzandığım yatakta gözümü ilk araladığımda gece yarısı olmuş, ikincisindeyse kalkıp giyinme saati gelmişti. Paris'i ilk ziyaretimin turistik ayağı da böylece tasarıdan öteye gidememiş oldu.

3 comments:

  1. Aylardır bilgisayarımı açtığımda heyecan ile girdiğim ilk site blogunuz acaba yeni bir yazı eklenmiş mi diye. Akademiye başvuru yolunda en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri siteniz yazılarınızı tekrar tekrar keyifle okuyarak kendimi sizin yerinize koyuyorum. Bu kadar çok bekletmeyin bizi elinize yüreğinize sağlık...

    ReplyDelete
  2. Batuhan isimli arkadaşa kesinlikle katılıyorum. Bende akademiye başvuru yolunda beklerken yazılarınızı okumaktan büyük keyif alıyorum. İyi uçuşlar diliyorum. .

    ReplyDelete
  3. Ikinize de cok tesekkur ederim dostlar, ben de imkan bulup daha duzenli yazmak istiyorum. Akliniza gelen fikirleri paylasirsaniz cok memnun olurum bu arada...

    ReplyDelete