Saturday, March 16, 2013

Berlin Öncesi ve İlk Simulatör Deneyimim

Start To Stay by Vinx on Grooveshark

Berlin'den bahsetmişken; inceden heyecan basmaya başladı yine bugünlerde. MCC eğitimi için bir aylığına Lufthansa'ya eğitime gidiyoruz. Geçtiğimiz ay ELT'lerimizi tamamladık; ben de bu sırada FCTM, FCOM ve QRH'lerle birlikte paralel olarak CBT'lere çalışmaya devam ediyorum. Eğitim sırasında FMGC'yi ve MCDU kullanımını da iyice öğrenmek şart; OFP'nize göre MCDU'nuza dalıp PFD'nizde FMA'inize, ND'nize, ECAM'lerinizde EWD ve SD'nize de göz atmadan uçuşa devam etmek mümkün değil... Sonra SA'inizi de kaybetmemelisiniz!!!

Abarttık Galiba! 8)))

Kulağa tabii ki şaka gibi geliyordur; en azından benimkilere hâlâ öyle geliyor. Ne anlama geliyor bunca kısaltma?? Tabii ki tüm bunları açıklamaya çalışmak hem beni hem de basit blog'umun amacını aşar; zîra ben de herkes gibi kelimelerle konuşmayı tercih ediyorum; en azından "iş" dışında. Şaka bir yana; geçtiğimiz ay ilk kez tam donanımlı bir Airbus 320 simulatöründe uçuş yaptım.

İlk Simulatör Deneyimim...

Temsîlî Resim: Airbus 320 Simulatör Kokpit'i
Solda görünen kısımda eğitmen oturuyor;
öğrenciler sağ ve sol koltukta oturuyorlar.
... heyecan vericiydi süphesiz. Simulatör deyip geçmeyin; gerçeğinden ayırd etmek oldukça güç (yaptığımız jump seat görevlerinde artık sık sık kokpitte gözlemci olarak uçar olduğumuzdan, karşılaştırma şansım olmaya başladı). Altmış tonluk bir makineyi boşlukta, el kadar bir kumanda koluyla sağa sola, hem de parmağınızın ucuyla yönlendirmek herşeyden önce çok keyifli. Zaten ELT'lerin, özellikle de ilk dersin, amacı bir anlamda uçakla "oynamak", yani A320'nin kumanda hissiyle tanışmak. "ELT" denen üç derslik bu alıştırma ders serîsi, Airbus eğitim müfredatında "Entry Level Training / Giriş Seviyesi Eğitimi" adı altında geçiyor. Temel amaç, öğrenciyi jet motorlu yolcu uçağının temel kullanım özelliklerine ve uçuş hissine alıştırmak. Kalkış, düz uçuş, çeşitli otomasyon modlarında uçuş, ILS yaklaşmaları ve iniş yapmak dersin temel konularını içeriyor. Bu çalışmalar, artık meslek hayatımız boyunca kullanacağımız ekip çalışmasına da bizi alıştırıyor ki bu da yukarıdaki temel kısaltmalardan birini daha sahneye davet ediyor:

Temsîlî Resim: Simulatör Hangarı

Huzurlarınızda MCC!

Hayır, rap müziğiyle bir ilgisi yok! "Multi Crew Coordination / Çoklu (Kişiden Oluşan) Ekip Koordinasyonu", şu anda hizmet veren tüm yolcu uçaklarında kokpit yönetiminin temelini oluşturan bir temel kavram ve "tip eğitimi" dediğimiz yolcu uçağı eğitimi de bu kavram üzerine kurulu. Zîra bir çok istenmeyen olayın ve kazanın temeli olan insan hatâları, aslında bir değil iki insanın bir şekilde paylaştığı hatalar zincirinden kaynaklanıyor, raporlara göre. Kokpitteki iki (eskiden üç kişi) kişilik ekibin biribiriyle iletişiminin yanısıra, uçağın sistemlerini birlikte nasıl idare edeceklerini de dikte eden MCC eğitimi, bu nedenle yolcu uçağı pilotluğunun ana direği durumunda. Eğitim iki pilota sertifiyeli olan yolcu uçakları için verildiğinden, "buddy" (uçuş arkadaşı) usulüyle alınıyor; yani tüm öğrenciler ikili gruplar halinde eğitiliyorlar. Simulatör eğitimi boyunca hepimiz "buddy"'lerimizle birlikte kokpite oturacak ve verilen uçuş görevlerinden, uçağın eski deyimle "emniyetli sevk ve idaresinden" birlikte sorumlu olacağız.

Nasıl?

Şöyle ki; uçağa ilk girdiğimiz andan itibaren, sağda ve solda oturan pilotların ne yapacağı prosedür ve checklist'lerde net olarak belirtilmiş durumdadır. Dahası, uçak kalktıktan sonra kontroller hangi pilottaysa (sağdaki veya soldaki, ya da kaptan veya first officer) o pilotun yapacağı işler ve diğer pilotun görevleri de net bir şekilde tanımlıdır. Benzer şekilde, (simulatörlerde başımızdan eksik olmayacak olan) arıza ve anormallik hallerinde de kimin ne yapacağı bellidir. Öğrenciler olarak bizlere düşen, hem yerde hem de "havada" tüm prosedürlere hakim olarak bize verilen uçuş görevlerini tamamlamak. Bu yüzden de sık sık buddy'mizle birlikte bu prosedürleri tekrar etmek zorundayız.

Hayalî Uçuş

Öğrenciliğimizde, küçük eğitim uçaklarının tüm kontrollerinden biz sorumluyduk. Bizden istenecek manevralara uçuşa gitmeden önce "chair flight" denilen bir çalışma yöntemiyle hazırlanmamız en çok tavsiye edilen şeylerden biriydi. Biz de odamızda sandalyeye oturur, elimize prosedür notlarımızı alır, sanki uçak kokpitindeymişçesine uçuş prosedürlerimizi prova ederdik. "Evet, pist başındayım ve kalkış izni verildi. Pistim kısa, o yüzden flaplarımı 25 dereceye aldım, frenlere tam bastım, tam gaz verdim ve frenleri bıraktım. Şimdi hızlanıyorum... 55 knot geldi, lövyeyi çekiyorum... pozitif tırmanış... pist sonu, tekerlekleri topladım..." bu şekilde saatlerimiz geçerdi. Şimdi bunu büyük uçak için, uçuş ortağımızla birlikte yapıyoruz. Bunun için en büyük yardımcılarımızdan biri, özel hazırlanmış çalışma odaları. Bu odalarda, tüm uçak tiplerinin panellerini şema olarak gösteren masalarımız var. Boş zamanlarımızda, simulatör öncesi bu masalarda düğmelerin resimlerini kullanarak prosedürlerimizi çalışabiliyoruz.

Bilgisayarlı Uçağın Bilgisayarlı Eğitimi!

Bu odalarda ayrıca bilgisayar başında da yoğun zaman geçirmek durumundayız. CBT, yani "Computer-Based Training" denilen programlar, her bir uçak modelini pilotların ihtiyacı olacak tüm detaylarıyla anlatıyor ve sistem üzerinde belli uygulamalarını yaptırıyor. A320'nin kaç tane kapısı uçağın neresinde bulunur, hangi modları vardır, kaydırakların devrede olduğunu kokpitten nasıl anlarız; kabin basınç seviyesini nereden kontrol ederiz, düşükse sistem ne tür bir îkaz verir; yerdeki bakım görevlisi ortalarda görünmüyorsa uçağın kornasını nasıl çalarız (şaka değil, uçağın "kornası" var!)? Tüm bu soruların yanıtlarını kitaplara ve derslerde anlatılanlara ek olarak bu bilgisayar programlarında "interaktif" dedikleri şekilde öğrenmeye devam ediyoruz. CBT'leri bitirmek ve tekrar etmek haftalar sürüyor; ama neyse ki evde de uyumadığımız zamanlarda boş kalmayalım diye bunların ev versiyonlarına da evde devam ediyoruz. Yakında uykuda geçen zaman için de birşeyler düşünülmesinden korkuyorum...

Berlin'de Boş Zamanlarım (Kalır mı?)

Emin değilim, kalır mı; zîra dar bir zaman olacak ve muhtemelen yoğun geçecek Almanya. Habire motorumuzda yangın çıkacak, hidroliklerimiz gidecek, dağ gibi Airbus olacak sana Piper, olacak sana Cessna! Tam herşey yolunda gidiyor, bir bakmışım yaklaşmada süratim düşük; toparlayayım derken buddy'm almış kontrolü elimden, pas geçiyor! Biter mi? Otele döndük, derse devam... Bunların arasında eğer bir nefes alma zamanım olursa biraz da Berlin sokaklarında dolaşmak istiyorum. Kendime en sonunda bir fotoğraf makinesi alabildim, uçuş okulunu bitirme şerefine mezuniyet hediyesi olarak. Boynuma asar, etrafta dolanır, biraz resim çekerim. Birkaç da müze gezeyim diyorum. Berlin Teknik Müzesi'yle ilgili güzel şeyler yazıyor; bir de duvar'ı gördüm mü tamamdır, içimde ukte kalmaz. Bir akşama da bir caz patlatırım; sonra motivasyon tavan yapar, yola tam gaz devam ederim 8)

Neyse, biraz CBT çalışayım, sonra FCOM'umu açar QRH'e bandıra bandıra yerim!!!

***


Meraklısına not (okusun da bu merakından bir an önce vazgeçsin!):

QRH: Quick Reference Handbook
FCOM: Flight Crew Training Manual (Procedures, Limitations, Systems Description gibi 6 "volume"'u vardır; her biri Airbus'ın altına güzel takoz olacak kalınlıkta)
FCTM: Flight Crew Training Manual (350- 400 sayfalık, Airbus 320'yi genel olarak anlatan, yarı teknik bir metin. Okuması da keyifli. Gerçekten!)
FMGC: Flight Management and Guidance Computer / System. Uçağın uzun vadeli idaresini sağlayan uçuş bilgisayarı. Uçuş planları, ağırlık ve yakıt hesapları, iniş-kalkış meydan bilgileri, hep buraya girilir.
MCDU: Multi-purpose Control Display Unit. FMGC'yi kontrol etmemizi sağlayan arayüz. Her iki pilotun dizinin yanında bulunur, hesap makinesi görünümlüdür. Uçağın en önemli beyinlerinden biri, seyrüseferin kalbidir (reklâm metni gibi bir şey oldu bu!).
OFP: Operational Flight Plan. Şirketçe uçuş öncesi hazırlanan uçuş planı.
PFD: Primary Flight Display. Hız, irtifa, yön gibi bilgilerin bulunduğu temel uçuş ekranı. Pilotların önünde birer tane bulunur.
ND: Navigation Display. PFD'lerin yanlarında birer tane bulunur; seyrüsefer bilgilerini, yani rotayı, kontrol noktalarını, gerektiğinde radar ve arazi görüntülerini gösterir.
ECAM: Electronic Centralized Aircraft Monitor(ing). Orta panelin (center panel) ortasında, üstlü altlı iki ekran olarak bulunur. Uçağın sistemlerini, motor göstergelerini, sistem uyarılarını gösterir. Boeing'lere göre Airbus pilotlarının en büyük artısıdır. Özellikle anormallik ve acil durumlarda otomatik olarak görüntülediği checklist'lerle çok değerli zaman kazandırır. Normal modlarda da (örneğin kokpit hazırlamak) büyük ölçüde pilota yardımcıdır.
EWD: Engine Warning Display. ECAM ekranlarının normal şartlarda üstte bulunanı. Motor göstergelerini görüntüler; ayrıca oksijen tüplerinin seviyesi, flapların pozisyonu gibi ek bilgiler de verir.
SD: Systems Display. Alttaki ECAM ekranı. Çeşitli sayfaları yardımıyla uçağın sistemleriyle ilgili detaylı bilgi verir.

... ve son olarak:

SA: Situational Awareness. Durumsal farkındalık. Genel olarak içinde bulunduğunuz yer, zaman, durum algısı anlamına gelir. Pilotlukta çok kritik önem taşır; temel pilotluk becerilerinden biridir.

***

2 comments:

  1. Bu simulatorlere normal parasini verip musteri gibi binilebiliyor mu yoksa sadece ve sadece egitim amacli mi?

    ReplyDelete
  2. Havayolu şirketlerine ait eğitim merkezlerindeki simulatörler bildiğim kadarıyla sadece eğitim amaçlı kullanılıyorlar; zîra bu makineler çok yoğun oldukları için öğrenciler bile bunlarda çalışabilmek için randevu sistemiyle sıra bekliyorlar. Yine de, Türkiye'de ücrete mukâbil olarak simulatör demo uçuşları yapan yerler olduğunu bazı dostlarımdan duymuştum.

    ReplyDelete